Türk Silahlı Kuvetlerinde Disiplin Suç ve Cezaları ve Yargı Denetimi Doktora Tez Taslağı Avukatlık Bürosu

TNT tarafından iade sürecinde yüklenilen diğer her türlü Ücret de bu kapsamdadır\. Bu sitede eğlenceli saatler ve büyük kazançlar yaşa https://PinUp-tr.site/\. Tehlikeli maddeleri içeren teslim edilemeyen Gönderilerin iadesi için, Gönderen doldurulmuş bir iade Konşimentosu ve diğer tüm gerekli belgeleri sağlamalıdır. Rotalandırma zaman zaman, önceden bildirilmeksizin değişebilir. TNT bu yerlerde taşınan gönderileri koruyabilmek için rota bilgilerini veya ayrıntılı taşıma ağı güvenlik önlemlerini açıklayamaz. Bu nedenle, yasal bir gereklilik olmadıkça, TNT taşıma ağı konumları veya taşıtları üzerinde denetimlere izin verilmemektedir. 14.8 TNT gümrükte terk edilen Gönderiler için hiçbir sorumluluk kabul etmez ve söz konusu Gönderiler teslim edilemeyen gönderi olarak kabul edilebilir. Tehlikeli madde içeren tüm paketler, ICAO’nun Tehlikeli Maddelerin Havayoluyla Güvenli Taşınmasına ilişkin Teknik Talimatları ve IATA’nın Tehlike Madde Yönetmelikleri dahil olmak üzere yürürlükteki tüm yasalara ve düzenlemelere uygun olmalıdır. ADR’ye tabi tehlikeli madde Gönderileri için özel taşıma düzenlemeleri gereklidir ve onaylanmış müşteri statüsüne sahip Gönderenler gönderi öncesinde düzenlemelerin yapılması için TNT ile temasa geçmelidir. Tnt.com’da Gönderinin hazırlanmasına ilişkin kurallarda belirtilen Hizmete özgü ağırlık sınırlarını aşan Gönderiler için TNT ile önceden anlaşma yapılması gerekir. TNT, tnt.com’da Gönderinin hazırlanmasına ilişkin kurallarda daha ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, TNT’nin uygun olmadığını veya ‘ekstra büyük’ olduğunu değerlendirdiği Paketleri veya Gönderileri reddetme hakkını saklı tutar.

Oy çokluğuyla verilen bu kararın karşı oyunda ise; “ … Davacı hakkında tesis edilen emeklilik işlemi, dava konusu işlemin icrai niteliğini etkileyen bir işlem değildir. Bu nedenle emeklilik işleminin disiplin cezasının konu unsurunu ortadan kaldırıcı bir etkisi bulunmamaktadır. Benzer bir davada disiplin amiri tarafından disiplin suçu teşkil eden eylemin kanundaki karşılığı madde numarası yerine, askeri mahkemenin görev alanında giren bir suçun madde numarası yazılmıştır. Ancak AYİM’nin, özlük dosyalarına konulan ve üst makamlara bildirilen uyarı yazılarını, “uyarı cezası” olarak kabul ettiği kararları da bulunmaktadır\. En yeni ve popüler oyunları ilk sen deneyimle. mars marspin up\. Zira davacıya bir ” yazı” ile ” uyarı” yapılmış ve bu yazının özlük dosyasına konulması ve hatta Kara Kuvvetleri Personel Başkanlığına gönderilmesi yoluna gidilmiştir. Dolayısıyla böyle bir ” yazı” nın disiplin cezası olan ” uyarı cezası” ndan ne mahiyet, ne de sonuçları itibariyle farklı bir hukuki yapıda olduğu söylenemez… Amir tarafından İç Hizmet Kanununun 24 ve Askeri Ceza Kanununun 119 ncu maddeleri kapsamında amirin astını sözlü ya da yazılı şekilde uyarması pek doğaldır. Ne var ki; böyle bir yetkinin kullanılması durumunda özlük dosyasına herhangi bir belge konulmadığı gibi Kuvvet Personel Başkanlığına da bir yazı yazılmamaktadır”  şeklindeki gerekçesiyle uyarı yazısını ceza olarak kabul etmiş ve savunma hakkı tanınmadığı için yok hükmünde sayılmasına karar vermiştir[780]. Fıkrasında; “Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz” denildikten sonra aynı maddenin 4. Fıkrasında “Silahlı Kuvvetler Mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.” şeklinde bir düzenleme ile bu personel hakkındaki uyarma ve kınama cezası dışındaki cezaların da yargı denetimi dışına bırakılıp bırakılmaması kanun koyucunun takdirine bırakılmıştır. Kanun koyucu ise bu konudaki takdir yetkisini, disiplin amiri tarafından verilen bütün cezaları yargı denetimi dışında tutarak kullanmıştır.[720] 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu ile de asker kişiler hakkında disiplin suç ve tecavüzlerinden verilen cezaların yargı denetimi dışında tutulduğu (md.21/3)[721] görülmektedir.

357 sayılı Askeri Hakimler Kanununda öngörülen uyarı ve kınama disiplin cezaları ancak Milli Savunma Bakanı tarafından verilebilir. Maddesinde; “Disiplini bozan bir kabahat yalnız bir amir tarafından ve bir disiplin cezası ile cezalandırılır” şeklindeki düzenleme uyarınca, AsCK’da düzenlenen disiplin suçlarında tek fiile yalnız bir amir tarafından ve yalnızca bir kez ceza verilmesi gerekmektedir. Örneğin bir kişiye bir fiili nedeniyle hem aylıktan kesme ve hem de göz hapsi cezası verilemeyecek; disiplin amiri tarafından ceza verildikten sonra üst disiplin amiri tarafından ikinci kez cezalandırılamayacaktır[324]. Eğer disiplin amirince bir disiplin kabahati nedeniyle göz hapsi yada oda hapsi cezası verilirse yasada belirtildiği üzere cezanın ilgiliye tebliğinden itibaren bir sene geçtikten sonra bu ceza zaman aşımına uğrayacak ve infaz edilemeyecektir. Ancak disiplin tecavüzü nedeniyle verilen göz hapsi ve oda hapsi cezaları ile diğer disiplin cezalarında zamanaşımı süresi ne olacaktır? Hal böyleyken ister disiplin kabahati ister disiplin tecavüzü, ister göz yada oda hapsi ister diğer disiplin cezaları (örneğin aylık kesilmesi) olsun cezanın tebliğden itibaren bir yıl içerisinde infaz edilmemesi durumunda kıyasen zamanaşımına uğradığını kabul etmek gerekmektedir. Yine ceza uygulamasında eşitlik ve adaleti sağlama bakımından, disiplin tecavüzlerinde hangi eyleme kaç gün süreyle hangi disiplin cezasının verileceğini gösteren ayrıntılı bir çizelge de bulunmaktadır. Bu çizelgenin uygulamada genelliği sağlamak bakımından örnek olarak hazırlandığı anılan Yönergede de belirtilmektedir. Olağan veya olağanüstü genel kurul toplantılarını izleyen kırk beş gün içinde, yönetim ve denetim kurulları ile diğer organlara seçilen asıl ve yedek üyeleri içeren ve Ek-3’te yer alan Genel Kurul Sonuç Bildirimi mülki idare amirliğine verilir. Genel kurul toplantısında tüzük değişikliği yapılması halinde; genel kurul toplantı tutanağı, tüzüğün değişen maddelerinin eski ve yeni şekli, her sayfası yönetim kurulu üyelerinin salt çoğunluğunca imzalanmış dernek tüzüğünün son şekli, bu fıkrada belirtilen süre içinde mülki idare amirliğine verilir.

Ancak yukarıda belirtildiği üzere bu tenkit ve azarlama hakaret ve eziyet boyutlarına ulaşmayacaktır. Maddesine göre “Herkesin yaşama hakkı yasayla korunmuştur. Yasanın ölüm cezasıyla cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bir cezanın yerine getirilmesi dışında, hiç kimse kasten öldürülemez”. Sözleşme mahkemece verilmiş ölüm cezasının infazını yaşama hakkının ihlali olarak görmemektedir. Nisan 1983 tarihinde sözleşmeye Ek 6 numaralı protokol ile ölüm cezasının kaldırılmasını kabul etmişler[498]. Ancak protokol, ölüm cezasının kaldırılması yükümlülüğünü barış zamanıyla sınırlamıştır. Buna göre Bir devlet mevzuatında, savaş veya yakın savaş tehlikesi zamanında işlenmiş olan fiiller için ölüm cezası öngörülebilir. No’lu Protokol ile ölüm cezası savaş ve yakın savaş tehlikesi hali de dahil olmak üzere her durumda kaldırılmıştır[499].

Örneğin, bir kimsenin çevresine zararlı ve kötü bir insan olduğu, borçlarını ödemediği, yalan söylediği şeklinde internet üzerinden yapılan bir yorum, kişilik haklarının açık bir şekilde ihlali niteliğinde olup hak ihlaline uğrayan kişi ilgili yorumun kaldırılması ve erişimin engellenmesi talebinde bulunabilir. [878] 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 130’ncu maddesi; “Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.” hükmünü taşımaktadır. Ankara Bölge İdare Mahkemesi, yargı bağışıklığına rağmen Anayasanın 159 ve 2641 sayılı HSYK Kanununun 12/son maddesine göre HSYK’ nun disiplin cezaları da dahil kararlarına karşı yargı yolu kapalı ise de, Adalet Bakanına hakaret suçundan beraat eden savcıya, aynı sebeple verilen kınama cezasından dolayı, Anayasanın 125. Maddesi karşısında tam yargı davası açılabileceğine ve beraat yönündeki yargı kararında keyfi hakaret ettiği anlaşılan HSYK’nun cezaî işleminden doğan manevi zararın tazmininin gerektiğine karar vermiştir[811]. Sonuç olarak, salt amirin astın hatasını gösteren, eleştiren ve muaheze eden işlemleri ile basit uyarı/ikaz yazıları iç düzen işlemi niteliğinden dolayı  idari davaya konu olamaz. Bunların dışında kalan nitelikli ve kapsamlı ikaz/tenkit /muaheze işlemleri aleyhine Askeri Ceza Kanununun 165 ve 17. Maddelerine göre doğrudan doğruya bir uyarı cezası şeklinde tesis olunmadıkça iptal davası açılabilir.

(7) Üst Kurulun gizliliği bulunmayan düzenleyici ve denetleyici nitelikteki kararları uygun vasıtalarla kamuoyuna duyurulur. (4) Başkan, Üst Kurula ilişkin olmayan görev ve yetkilerinden bir bölümünü, sınırlarını açıkça belirlemek ve yazılı olmak kaydıyla, alt kademelere devredebilir. (2) Üst Kurul, bu Kanun ve mevzuatta kendisine verilen görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır. (1) Medya hizmet sağlayıcılar, Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilân edilen seçim döneminde, yayın yasaklarının başlayacağı saate kadar siyasî parti ve aday reklamları yayınlayabilir. (1) Üst Kurul, toplum için büyük önem arz eden ulusal ve uluslararası olayları; ülke geneline şifresiz ve ücretsiz yayın yapan televizyon kanallarından canlı veya banttan yayınlanmasını temin etmek amacıyla, konuyla ilgili diğer kurumların görüşlerini de almak suretiyle bir önemli olaylar listesi hazırlayarak ilân eder. Önemli olaylar listesi Üst Kurulca aynı usulle güncellenebilir. (4) Radyo ve televizyon kuruluşları, yayınlarında belirli oran ve saatlerde Türk halk ve Türk sanat müziği programlarına yer vermek zorundadır. Bu programların oran ve yayınlanma zamanı ile ilgili esaslar Üst Kurulca belirlenir. (1) Sinema ve televizyon için yapılmış filmler, diziler ile spor ve genel eğlence programları haricinde, yayınlarda ürün yerleştirmeye yönelik uygulamalara yer verilemez. Ürün yerleştirme uygulamaları ticarî iletişimle ilgili düzenlemelere tabidir.

Faaliyet veya işbirliği izinleri yıl içerisinde sona eren yabancı vakıflar ise bu Yönetmeliğe ekli EK-8’de belirtilen beyannameyi izin süresi bitiminden itibaren iki ay içerisinde yerleşim yerinin bulunduğu valiliğe verirler. Sandığı bulunan dernekler, sandıklarına ait genel kurul sonuç bildirimini bu maddede belirtilen usulde mülki idare amirliğine bildirirler. Şubeler, olağan genel kurul toplantılarını, merkez olağan genel kurulu toplantısından en az iki ay önce tamamlamak ve genel kurul sonuç bildiriminin bir örneğini toplantının yapıldığı tarihi izleyen kırk beş gün içinde mülki idare amirliğine ve genel merkezlerine bildirmek zorundadırlar. Genel kurul yapılmasına ilişkin alınan yönetim kurulu kararında ve genel kurul ilanında genel kurulun hangi yöntemle yapılacağı belirtilir. Elektronik ortamda alınacak yönetim kurulu kararları fiziksel ortamda tutulan yönetim kurulu karar defterinden ayrı olarak tarih ve sıra sayısı ile elektronik ortamda saklanır. Mahkemece kayyım atanması veya Medeni Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilme yapılması halinde, bu maddede yönetim kurulana verilen görevler bu kişiler tarafından yerine getirilir. (4) Karasal yayın lisanslarının verilmesinin ardından mevcut verici tesisleri özel medya hizmet sağlayıcılar tarafından kaldırılır veya tarafların mutabık kalacakları bir bedel karşılığında verici tesis ve işletim şirketine devredilir. Verici tesis ve işletim şirketi tarafından devralınmayan verici tesisleri Üst Kurulca yapılacak uyarının ardından üç ay içinde kaldırılır. Verilen süre içinde kaldırılmayan ve faaliyetine devam eden verici tesisleri Üst Kurulca mühürlenerek kapatılır.

AİHS m.6’daki “medeni hak ve yükümlülükler” kavramı içine idari uyuşmazlıklar, özellikle ilk bakışta kapsam dışı gibi görünen “memur” uyuşmazlıkları da girebilmektedir. AİHM, m.6/1’in uygulanması açısından, “memur” kavramına özerk (otonom) bir tanım getirilmesi gerektiğine karar vermiştir. Böylece sözleşmeci devletlerde benzer ya da aynı işi yapan kamu görevlilerine, ulusal çalışma sisteminden ve çalışanlar ile idari otorite arasındaki hukuki ilişkiden (bir sözleşmeyle veya atama yoluyla göreve gelmiş olması farketmeksizin) bağımsız olarak, AİHS aynı şekilde uygulanabilecektir. Maddesindeki düzenlemenin doğrudan uygulanabilir, emredici bir hüküm olmadığı, yasama organına izin veren bir hüküm olduğu, norm çatışmasının Anayasa- Sözleşme çatışması değil, yasa – sözleşme çatışması olduğu[567], oda hapsi cezası verilip verilemeyeceği ile ilgili olarak  AİHS’nin 5. Maddesinin doğrudan uygulanması gerektiği kanaatini taşımaktayız. Oda hapsi disiplin cezasının kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olması nedeniyle, sözleşmenin 5. Maddesinde sayılan haller ve usuller kapsamında sayılabilecek bir sınırlama olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Komisyon göz hapsi cezasının sözleşmeye aykırı olmadığına ancak oda hapsi ve ağır oda hapsi cezalarının sözleşmeye aykırı olduğuna karar vererek konuyu Mahkeme önüne götürmüştür.

Yukarıdaki düzenlemelerden de görüleceği üzere, Disiplin Mahkemelerince verilen oda hapsi cezasının infaz şekli, bireyin bedeninin bir yere kapatılması sonucunu doğurduğundan kişi hürriyetini sınırlar niteliktedir. Göz hapsi cezası daha geniş hareket serbestisi bulunmakla birlikte AsCK’nun 21. Maddesinde kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olarak kabul edilmiştir. Yaklaşık 50 yıl öncesinde ve o günün değer yargıları ve maddi koşulları gözetilerek verilen bu karar, kanaatimizce günümüzün değer yargılarıyla örtüşmemektedir. 21 gün boyunca sadece ekmek ve su ile beslenmek  belli aralıklarla normal öğün verilse dahi)  kişinin sağlıklı yaşama hakkının ihlali olduğu gibi, aç bırakma çağımızın ceza yöntemleri arasında kabul edilemez. Katıksız hapis cezası niteliği itibariyle insan onuruna bağdaşmayan eziyet verici bir cezadır.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *